Freitag, 26. Juni 2009

Berlin'de 4. İslam Konferansı düzenlendi

Almanya İçişleri Bakanı Schäuble, düzenlenen İslam Konferanslarıyla son üç yılda devlet ile Almanya'da yaşayan Müslümanlar arasında ilişkiyi değiştirdiklerini söyledi

http://ha-ber.net/index.php?option=com_content&task=view&id=4300&Itemid=0






Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble, düzenlenen İslam Konferanslarıyla son üç yılda devlet ile Almanya'da yaşayan Müslümanlar arasında ilişkiyi değiştirdiklerini söyledi

Schäuble, başkent Berlin'de bugün dördüncüsü düzenlenen İslam Konferansı ile ilgili basın toplantısında, bu toplantılarla Müslümanların bu ülkenin bir parçası oldukları konusunda açık bir sinyal verdiklerini belirtti.
islam-konf-duz-b.jpg

''Son üç yılda devlet ile Almanya'daki Müslümanlar arasında ilişkiyi değiştirdik ve uyum sürecinde yol aldık'' diyen Schäuble, İslam Konferanslarıyla tüm sorunların çözüldüğünü söyleyemeyeceğini, ancak birçok pratik konuda ilerleme sağladıklarını ifade etti.

Schäuble, konferansların gelecek yıllarda da devam etmesi için herkesin hem fikir olduğunu ifade etti. Almanya'nın bu konferanslarla çoğulcu bir topluma daha da yaklaştığını kaydeden Schäuble, konferanslar sırasında her şeyin açık bir şekilde konuşulduğunu, herkesin artık birbirini çok iyi tanıdığını, bununla birlikte her konuda fikir birliğinin henüz sağlanamadığını söyledi.

Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM) dönem başkanı Ayyüb-Axel Köhler de konferanslarda bazı konularda tartışmalar yaşandığını, bu diyaloğu sürdürmenin Müslümanlar için de fayda sağladığını ifade etti. Köhler, Müslümanlar arasındaki diyaloğun da geliştiğini belirtti.
islam-konf-duz-c.jpg

TAVSİYE KARARLARI ALINDI

İslam Konferansı'nda oluşturulan çalışma gruplarında çeşitli konular ele alındı ve konferans sonrasında yayınlanan ara raporda bazı sonuç ve tavsiye kararları açıklandı.

Uyumun bir sürecinin çoğulcu toplumu ve göçmenleri değiştirdiği ifade edilen ara raporda, bu süreçte göçmenlerden Almanya'nın tarihini, kültürünü öğrenmelerini ve yasalarına uymayı, Almanya'da yaşayan Müslümanların da Almancayı öğrenmelerini ve Alman Anayasası'ndaki hukuk ve değerler düzenini kabul etmelerinin istendiği belirtildi.

Raporda, çoğulcu toplumun da Almanya'daki Müslümanları bu toplumun eşit parçası olarak kabul etmeleri ve saygı göstermeleri gerektiği ifade edildi.

İslam Konferansı'nın birinci çalışma grubunun, Almanya'daki Müslümanlar hakkında Alman Göç ve Mülteci Dairesi'ne araştırma yaptırdığı, ''Almanya'daki Müslüman hayat'' adlı çalışma ile Almanya'daki Müslümanlar hakkında bilgiye ulaşıldığı belirtildi.

İslam Konferansı'nın uyum ve değerler konusunda alınan tavsiye kararında da Müslümanların uyum tartışmalarında aktif yer alması, okullarda hoşgörünün geliştirilmesi, İslam din dersinin düzenli bir ders olması yönünde fikir birliği olduğu belirtildi.

Alman üniversitelerinde İslamiyet'in araştırılması ve okutulması, bu konuda şartların hızlı bir şekilde yerine getirilmesinin gerektiği ifade edilen raporda, öğrencilerin sınıf gezilerine, spor ve yüzme derslerine katılma ve başörtüsü konularında yapılan tartışmalar sonucunda bir anlaşmaya varıldığı kaydedildi.

Alman medyasında Müslümanlar hakkında daha sorumlu ve ön yargısız haberlerin yapılması konusunda da görüş birliğine varıldığı belirtilen raporda, çok kültürlü anlayışı daha iyi kullanmak için Alman televizyon ve radyoları ile yazılı medyada daha fazla göçmen kökenlilerin istihdam edilmesi istenildiği ifade edildi.

Bu kapsamda Herbert Quand-Vakfı ile birlikte, Berlin'de Türk ve Alman gazeteciler arasında bir ''yuvarlak masa'' oluşturulduğu kaydedildi.

Alman güvenlik daireleri ile Müslümanlar arasındaki işbirliğinin iyileştirilmesi için Göç ve Mülteci Dairesi'nde bir merkezin oluşturulduğu, bu merkezin 13 Mart 2008 tarihinde görevine başladığı da raporda yer aldı.

İslamı organizasyonlar ile devlet kurumların arasındaki saydamlığın ve birbirlerine açık olmalarının çok önemli olduğu belirtilen raporda, birlikte yapılan projelerde aşrı dinciliği önleme konusunda başarı sağlandığı ifade edildi.

TEPKİLER

islam-konf-duz-e1.jpgDiyanet İşleri Türk İslam Birliği diyalog sorumlusu Bekir Alboğa, Konferanstan sonra yaptığı açıklamada, konferansın Alman siyaseti açısından bir başarı, Müslümanlar için de olumlu bir gelişme olarak nitelendirdi ve burada sorunların tespit edildiğini ifade etti.

Alboğa, konferansta, camilerin tehlikeli evler olarak görülmemesi, eyaletlerde ilahiyat fakültelerinin kurulması ve Almanya'da İslam'ın dini cemaat olarak tanınması için sürecin hızlandırılması tavsiye edildiğini, bu tavsiyelerin de olumlu algılandığını belirtti.

Başbakan Merkel, İçişleri Bakanı Schäuble ve bürokratların Türkiye'nin önemli olduğunun farkında olduklarına dikkati çeken Alboğa, ancak bazı Türkiye kökenlilerin bunu kabul etmek istemediklerini, Müslümanlara ve İslam'a saldırılarına devam ettiklerini ve ideolojik davrandıklarını kaydetti.



islam-konf-duz-d1.jpgAlmanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat da son üç yılda Almanya'daki İslam konusundaki tartışmalarda gelişme olduğunu, daha dikkatli bir dil kullanıldığını belirtti.

Diğer bir konunun da Müslüman örgütler ile devlet arasındaki diyaloğun önemli bir yere gelerek arttığını ifade eden Kolat, Alman kamu oyunun da İslam dini içindeki çeşitliliği gördüğünü söyledi.

Kolat, konferans ile Almanya'daki Müslümanlar için somut adımların da atıldığını kaydetti.



İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya da konferansın Alman siyasetinde bir dönüm noktası olarak başladığını ve Müslümanların muhatap alınmasının güzel olduğunu söyledi.

Schäuble'nin açılışta yaptığı konuşmada Müslümanların bu ülkenin bir parçası oldukları hissini verdiğini, ancak hala bu ülkenin eşit bir parçası olmadığını söyledi.

Müslümanların bir çok haktan mahrum olduğunu ifade eden Kızılkaya, Almanya'da 800 bin çocuğun din dersi alma hakkının olduğunu, derneklerin cemaat olarak tanınmadığını belirtti.

(A.A) Erbil BAŞAY – Hakkı AKDUMAN

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen